ANTALYA'DA KILIÇDAROĞLU'NUN MİT AÇIKLAMASI

ADANA HABER Haber Girişi : 23 Kasım 2014 21:43
ANTALYA'DA KILIÇDAROĞLU'NUN MİT AÇIKLAMASI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, MİT'in CHP'li vekilleri fişlediği iddialarına cevap verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, MİT'in CHP'li vekilleri fişlediği iddialarına cevap verdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konuyla ilgili belge istemesine şöyle karşılık verdi: "Daha önce CHP'li vekillerin MİT tarafından fişlendiğini gösteren belgeler gazetelerde yayınlandı. Bakın altını çiziyorum. Belgeler gazetelerde yayınlandı. Kendisi o dönemde Dışişleri Bakanıydı. Ve bunu sorgulamadıysa büyük bir hata yapmış. Belge istiyorsa gazeteleri açsın baksın orada belge görecek. Daha ne yapalım. Bu şuna benziyor. Bir dönem deniyordu ya, rüşvetin belgesi olur mu? Efendim biz bunların hepsini biliyoruz. Sayın Davutoğlu'na şunu söyleyin. Kendisi beni ziyarete geldi Dışişleri Bakanıyken. Musul Başkonsolosluğu'nda 49 kişi rehin tutulurken. Kendine şu bilgiyi verdim. Sayın Başkonsolos o zaman Amerika'daydı. Dışişleri Bakanlığını arıyor, IŞİD'e teslim mi olalım, yoksa mücadele mi edelim. Dönemin Başbakanını arıyor kendisi AK Parti Genel Merkezi'nde bir toplantıda. Orada soruluyor. Kendisi de evet diyor teslim olun. Bunun belgesi yok. Ama ben bunu Davutoğlu'na anlattım. İlginçtir, Davutoğlu ile gelen bir bürokrat efendim o telefonu ben ettim dedi. Belge mi istiyor benden ben devleti ondan iyi bilirim. Devletin nasıl çalıştığını bilirim. MİT'i yıpratmak istiyorsunuz. Bir kurumu yıpratmanın temel nedeni o kurumun yasa dışı çalışmasına imkan sağlamaktır. Ben mi diyorum yasa dışı çalış. MİT bana mı bağlı. Hayır. MİT'in kendi yasal çerçevesi içinde faaliyet göstermesi lazım. Elbette ki adı üstünde MİT. Hepimizin duyarlı ve dikkatli olması lazım. Ama öyle bir noktaya geldi ki, MİT'in içindeki bir grup AK Parti'ye, hükümete hizmet ediyor."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antaya, Burdur, Isparta, Konya ve Karaman illerini kapsayan bölge toplantısına katıldı. Konyaaltı Harrıngton Park Otel'de düzenlenen bölge toplantısı öncesi Emekliler Kahvehanesini ziyaret eden ve çay içen Kılıçdaroğlu, burada açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, 'Bir emeklinin burada oturuyoruz, kafamız rahat değil Ankara' şeklindeki açıklamasına şöyle cevap verdi: "Sizin için geçerli değil, bu ülkede yaşayan sorumluluk hisseden bütün vatandaşlar için geçerli. Herkesin kafasında şu soru var. Ne olacak memleketin hali nereye gidiyoruz, nasıl oluyor? Bu kaygıları aşmanın yolu da düşünen insan sayısını artırmamız lazım." 

"ONU DA YAPARIZ"
Bir emekli, Kılıçdaroğlu'na "Siz halkın diliyle konuşmuyorsunuz, bu adam halkın diliyle konuşuyor, dalga geçmeyi öğrenemediniz, şu adamla biraz dalga geçin" dedi. Kılıçdaroğlu da, "Peki olur onu da yapmaya çalışırız" diye açıklama yapınca kahkahalar yükseldi. Kılıçdaroğlu, Gezi eylemini hatırlatarak şöyle konuştu: "Gezi eylemlerinde bu gençler yeteri kadar dalga geçti. Müthiş bir mizah yetenekleri vardı. Gerekli, her şeyi yaptılar."

ONLARIN ÜYELERİ YIĞMA
Üye sayısı ile ilgili bir soruya da Kılıçdaroğlu, "CHP sadece Türkiye'nin değil dünyanın en eski dört partisinden biridir. AKP seçmen kütüklerinde vatandaşlık numarası gördüğü herkesi bizim CHP'lileri bile kaydettiler. Onların çoğu yığma, bazıları AK Parti'nin üyesi olduklarını dahi bilmiyor. Bizim üyelerimiz ise gönüllü geliyor. İnternet üzerinden üyeliği CHP sağlıyor" cevabını verdi.

"EMEKLİLER KENDİ HAKLARINA SAHİP ÇIKMIYOR"
Emeklilerin emekli maaşı ve düzenlemesi ile ilgili şikayetleri üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "10 milyon 700 bin emekli var. Dün Erzurum'daydım emekliler kahvehanesine gittim. Ataş püskürüyorlar. Geçinemiyoruz. Bizimle ilgilenin. Seçim meydanlarında emeklilerden en fazla söz eden genel başkan benim. Hiç kimse aksini söyleyemez. Her yerde söyledim. Emekliler kendi haklarına sahip çıkmıyorlarsa, kendi haklarını savunan partiye sahip çıkmıyorlarsa o zaman şikayet etmeye hakları yok. Demek ki durumları iyi." 

"EMEKLİ KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKIYOR"
Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları söyledi: "Halkın seviyesine inmekle ilgili şunu söyleyeyim. Anadolu'da mütevazi ailede büyümüş biriyim. Öyle entelektüel yoğunluğu olan aileden gelmiyorum. Annem okuma yazma bilmezdi. Babam ilkokul mezunu, 8 kardeşten üniversiteye giden tek benim. Hiç birisi gitmedi. Yer sofrasında yemek yerdik. Masada yemek yemeye üniversite yıllarında başladım. Halkın zaten içindeyiz. Farklı düşünmüyoruz. İntibak yasası çıkacak dediğim zaman bunu sadece emekliler bilir başkası bilmez. Bunu söylemeliyim. Ona hitap etmeliyim. İntibak yasasını çıkaracağız. Farklı dönemlerde farklı prim ödeyenler çok farklı aylıklar alıyorlar. Az ödeyen çok, çok ödeyen az alıyor. Fazla prim alan cezalandırılıyor. İntibaktan bunu kastediyoruz. Milli gelir artışından size pay verilmiyor."
Türkiye'nin büyüdüğünden bahsedildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Türkiye diyelim yüzde 5 büyüdü. Normalde sizin aylığınıza yüzde 5 yansıması lazım. Madem Türkiye büyüyor, emekli yararlanmalıdır. Kanun çıkardılar, pay verilemez. Ben örnek veriyorum. Bir ülkenin hükümeti emekliyi açlığa mahkum etmişse ve emekli olduğundaki aylığa bütün yaşamı boyunca mahkum etmişse bunun üzerinde benim düşündüğüm kadar emeklinin de düşünmesi lazım. Biz söylüyoruz, haykırıyoruz, dile getiriyoruz. Kimse kusura bakmasın ama emekli kendi ayağına kurşun sıkıyor. Ben emeklinin hakkını savunduğum zaman bir grup emekli bana postaneden telgraf çektiler. Biz çok iyi geçiniyoruz diye. Ben buna inanmadım. Çevremde emekli var."
Bir emeklinin AK Saray'a İşsizlik Sigortası Fonundan harcama yapılmasına tepkisi karşısında Kılıçdaroğlu, "Ona itiraz etmesi gereken Türk İş. Ba"kın emekli dışında emeklinin hakkında onların kendi kuruşları var savunurlar. İşsizlik Sigortası Fonu'na müdahale edildiği zaman yasaya aykırı olarak şu veya bu şekilde kullanıldığı zaman isyan etmesi gereken, Türk İş, Hak İş, Disk'tir. Bunların itiraz etmesi lazım. Sen çalışan işçinin bir aylığından kesilen parayı, işsizliğin önlenmesi için değil de kendine 1000 odalı saray yapmak için kullanıyorsun dendiği zaman isyan etmesi lazım. Sessizlik ne demektir. Kabul etmektir. Bizim parayı harcayabilirsin. Neden ben işçilerden aidat alıyorum, Mersedes'e biniyorum. Keyfim yerinde. Yeri geldiğinde olağanüstü kıdem tazminatını da alıyorum. Ne olacak işçi biraz daha ezilsin. O zaman buna tabanın isyan etmesi lazım" dedi.

BELGEYE CEVAP
Kılıçdaroğlu, MİT'le ilgili tartışmaların sorulması üzerine şöyle dedi: "İki konuda düşüncemi söyleyeceğim. Bir bu konu milletvekilimize sorulduğunda espri ile yanıt verdi. Anlaşılıyor ki Sayın Davutoğlu'nun espri zekası fazla gelişmemiş. Tabi espriyi zeki insanlar üretir. Daha önce CHP'li vekillerin MİT tarafından fişlendiğini gösteren belgeler gazetelerde yayınlandı. Bakın altını çiziyorum. Belgeler gazetelerde yayınlandı. Kendisi o dönemde Dışişleri Bakanıydı. Ve bunu sorgulamadıysa büyük bir hata yapmış. Belge istiyorsa gazeteleri açsın baksın orada belge görecek. MİT hangi gerekçe ile CHP'li vekilleri fişliyor. Efendim bunun belgesini göstersin. Belgesi gazetelerde yayınlandı. Daha ne yapalım. Bu şuna benziyor. Bir dönem deniyordu ya, 'rüşvetin belgesi olur mu?' Efendim biz bunların hepsini biliyoruz. Sayın Davutoğlu'na şunu söyleyin. Kendisi beni ziyarete geldi Dışişleri Bakanıyken. Musul Başkonsolosluğu'nda 49 kişi rehin tutulurken kendisine şu bilgiyi verdim. Sayın Başkonsolos o zaman Amerika'daydı. Dışişleri Bakanlığını arıyor, IŞİD'e teslim mi olalım, yoksa mücadele mi edelim. Dönemin Başbakanını arıyor kendisi AK Parti Genel Merkezi'nde bir toplantıda. Orada soruluyor. Kendisi de evet diyor teslim olun. Bunun belgesi yok. Ama ben bunu Davutoğlu'na anlattım. İlginçtir, Davutoğlu ile gelen bir bürokrat efendim o telefonu ben ettim dedi. Belge mi istiyor benden ben devleti ondan iyi bilirim. Devletin nasıl çalıştığını bilirim. MİT'i yıpratmak istiyorsunuz. Bir kurumu yıpratmanın temel nedeni o kurumun yasa dışı çalışmasına imkan sağlamaktır. Ben mi diyorum yasa dışı çalış. MİT bana mı bağlı. Hayır. MİT'in kendi yasal çerçevesi içinde faaliyet göstermesi lazım. Elbette adı üstünde MİT. Hepimizin duyarlı ve dikkatli olması lazım. Ama öyle bir noktaya geldi ki. MİT'in içindeki bir grup AK Parti'ye, hükümete hizmet ediyor" 

AYAKLARI YERE BASMIYOR
Kılıçdaroğlu, açıklamasında Almanya'da da istihbarat örgütü olduğunu anlatarak sözlerine şöyle devam etti: 
"Adı Gestapo. Gestapo'nun özelliği ne. İstihbaratı hükümete vermiş olması devlete değil. O dönem iktidarda olan partiye hizmet etmesi demektir. Eğer devletin bir kurumu bir partiye hizmet eder duruma gelirse bu doğru olmaz. Ayrıca, MİT bunu yapıyor başkaları yapmıyor mu. Sayın Davutoğlu'na söyleyeyim. Gitsin CHP'ye oy veren köylerin muhtarlarına sorsun. Acaba o köylere valiler, kaymakamlar hizmet götürüyor mu, götürmüyor mu? Kaymakam siz CHP'ye oy verdiniz diye yolunuzu yapmıyoruz diyor. Muhtar bunu anlatıyor. Bakarsınız köyün yolu yapılıyor mu, yapılmıyor mu? Biz bunları biliyoruz. Ben devleti ondan iyi tanırım. O devleti bilmez tanımaz, ayakları yere basmaz, ne söylediğini bilmez. Gerçekten üzülerek söylüyorum karikatür gibi adam. Ne söyleyeyim ben. Siz devleti nasıl tanımazsınız, bilmezsiniz. En azından kendisi ile yaptığım toplantıda aldığım bilgileri söyledim. Önündeki kamu görevlisi o telefonu ben ettim dedi. Onun haberi yoktu ama benim vardı. Onun bilgisi yoktu ama benim vardı. Ben bu devlete 27 yıl hizmet verdim. Devlet nasıl çalışır, mekanizmaları nasıl çalışır çok iyi bilirim. O ayakları yere basmıyor. Belgesini göstermiş. Mizah yeteneği yok."
Kılıçdaroğlu, Kocaeli'de hayatını kaybeden kayınvalidesi Fatma Özdağ'la ilgili de şunları söyledi: "Özel hayatla ilgili bir durum. Kayınvalidem bana da özel emek harcamış birisi. Dün gece geç saatlerde hayatını kaybettiğini öğrendim. Yarın defnedeceğiz."